Artık hemen hemen her gün yazılı veya görsel basında kiracı-ev sahibi tartışmalarını duymayanınız kalmamıştır. Sadece tartışmakla kalmayıp birbirine şiddet de uygulayan taraflar; zaman zaman mahkemelikte oluyor. Belki sizin yakın çevrenizde de vardır. Benim var… Fahiş fiyatlar bir yana, evsiz kalmamak için evinden çıkmayan kiracılar da var. Yakın çevremde tanıdığım biri ev aldı. Ve aldığı eve taşınmak istedi. Aldığı evde oturan kiracı hakkı olmadığı halde bir seneden önce çıkmayacağını söyleyerek ev sahibini zor durumda bıraktı. Bir diğer taraftan bakarsak; kiracısını, kendim oturtacağım diye kandırıp kapıya atanlar var. İki ucu b..lu değnek gibi.
Yani nereye geliyor dayanıyor biliyor musunuz? İnsanlığın ölümüne…
İnsanlar adeta çıldırmış. Ev sahipleri bir kuruş daha fazla para almak için kiracıları çıkarmaya zorlarken; kiracılar, daha ucuza oturmak için ev sahibine bin türlü dalavere yapıyor. Bir arkadaşım vardı. Yalnız yaşıyordu, bir artı bir de ve evi çatı katıydı. Yazın çok sıcak; kışın buz gibi. Kendisi de dar gelirliydi. Önceleri merhametli davranan ev sahibi gün geçtikçe artan kira fiyatları yüzünden çıldırdı ve arkadaşımdan o evin ederi olmayan çılgın fiyatlar istemeye başladı. Evden çıkması için bin bir dalavere çevirmeye başladı üstelik. Arkadaşım ne yapsın mecbur eşyalarını depoya koyup akrabalarının yanında kalmaya başladı ev bulana kadar. Bu arada evden çıktığı halde ev sahibi arkadaşımın peşini bırakmadı ve sürekli taciz edici mesajlar gönderdi. Yaklaşık altı ay böyle süründü arkadaşım nihayetinde başını sokacak bir ev buldu ama ne çilelerle.
Diyeceğim o ki, bizim insanlığımız nereye gitti?
Değerlerimiz nereye gitti. Bu kadar mı merhametten uzaklaştık ve kapitalist sistemin kölesi olduk. Bakın bizim manevi değerlerimiz çok sağlam. Çok güzel bir dine mensubuz ve bu din bize; merhameti, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü ve kolaylık sağlamayı öğütlüyor. Hangi arada bu kadar paracı olduk veya hangi arada bu kadar sömürgen bir karakter takındık. Bana kalırsa dinimizden çok uzaklaştık. Ve Allah kavramımızı yitirdik. Veya Allah’tan merhamet dilenirken kendimiz başkalarına merhametli olmayı unutur olduk.
Ev sahipleri biraz daha merhametli olsa ve kiracıyı zor durumda bırakacak davranışlarda bulunmasa veya kiracı, ev sahibinin iyi niyetini suistimal etmese…
Ama nerde annemin bir lafı var: “Eee Reşit, sen de sen işit…” yani kimse işittirebilirim ki. Kimsenin bu gidişe bir dur diyeceğini zannetmiyorum. Yasalar, iki tarafı da koruyacak şekilde düzenlense de uygulamada maalesef henüz bir gelişme yok. Herkes hırsında ısrarcı ve merhametsiz. Ve yasaların sadece kâğıtta kalmaması, uygulanması gerekli. Ama nasıl? Bunu ben bilemiyorum… uzamanlar biliyor. Özellikle sosyologların bu konuya el atmaları gerekli. Hükümetin el atması gerekli… Biz, aciz vatandaşlar iki üç kelimeyle neyi ne kadar düzeltebiliriz ki? Daha ciddi, daha caydırıcı kurallar, uygulamalar olmalı.
Yine de ben buradan ev sahiplerine ve kiracılara sesleniyorum: lütfen, biraz merhametli olun. Vicdanınızı konuşturun. Muhataplarınız da birer insan ve onlarında yaşadığı bir hayat var. Bizler yaşamı birbirimize zorlaştırmayalım kolaylaştıralım. İnsanlığımızı öldürmeyelim. Üç günlük dünya, birbirini üç kuruş için üzmeye değer mi? Bir düşünelim…
GÜNDEM
25 Nisan 2025GÜNDEM
25 Nisan 2025GÜNDEM
25 Nisan 2025GÜNDEM
25 Nisan 2025GÜNDEM
25 Nisan 2025KÖŞE YAZILARI
25 Nisan 2025KÜLTÜR SANAT
25 Nisan 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.