Yazının başlığı, zaman zaman balık avına gittiğim göletin kenarında koyunlarını otlatan yaşlı bir çobanına ait…
Yazının konusu da çobanın gün görmemiş küfürleri ile çok kızdığı zaman “Domuz oldunuz be…!” diye bağırması üzerine gölette balık tutan çeşitli meslek grubu amatör balıkçılar arasında yapılan muhabbet ve devamında konun dönüp dolaşıp ülkemiz gündemine gelmesi ile ilgili…
Tatlı ve tuzlu su olta balıkçılığının kendine has özellikleri ve güzellikleri var. Öyle ki amatör olta balıkçıları karavanları ile eşi dostuyla birlikte 300-400 km mesafelerden gelip gölün kenarında kamp kuruyorlar ve olta ile balık avcılığı yapıyorlar.
Kıyısından köşesinden serde köyümüzdeki derelerde uzunca bir ağaç kamışa dikiş makarası ipi ile toplu iğneden olta, mısır sapından da şamandıra yapıp balık avı yapmışlığım olduğu için amelimi kör ellemek için yaz aylarında zaman zaman derelerde kirlilik nedeniyle artık balık kalmadığı için köyüme yakın olan gölette olta ile balık avcılığı yapıyorum. Balık avında çevre il ve ilçelerden gelen olta balıkçıları ile de koyu sohbetler yapma imkânı da buluyorum.
Ne zaman gölete balık avlamağa gitsem yakın köyden olan, göletin kenarında koyunlarını otlatan çoban ile karşılaşıyorum…
“Aman abi köpeklerine dikkat et bizi parçalamasın” diye başlayan diyaloğumuz sonrası bu çoban ile belli bir samimiyetimiz oluştu…
Bahse konu olan koyun çobanı abimiz göletin kenarında sakin sakin koyunlarını otlatırken her şey gayet normal. Ancak koyunlar mısır tarlalarına zarara kaçtıkları zaman sinirlenen çobanımız, gün görmemiş küfürler ediyor ve çok kızdığı ve sürü ile baş edemediği zaman da ortalığı inletircesine “Domuz oldunuz be… Domuz oldunuz…” Diye avazının çıktığı kadar bağırıyordu.
İşte olayda tam burada başlıyor. Koyunlarına kızdığı zaman avazının çıktığı kadar küfürler ile bağırmasını duyan gölette balık tutanlardan olaya ilk defa şahit olan ve küfürleri duyanların tepkisini çekiyor, bazıları dilsiz hayvanlara sövüyor diye çobana kızıyor bazıları ise işi bir tık ileri götürüp dövmeye niyetleniyordu.
Olaya ilk defa şahit olduğumda bende garipsemiş ve Allah’ın dilsiz yaratıkları olan koyunlara sövüp saymasına ve avazının çıktığı kadar bağırmasını garipsemiş ve kızmıştım.
Ama çoban kendi halinde etrafında olan ve gelişenlerden habersiz o yine koyunlarını otlatıyor ve kızdığı zaman koyunlarına yine gün görmedik küfürler saydırmaya devam ediyordu…
Haberi olmamak, gafil olmak… Demek ki insanın doyası bu…
Birgün yine balık avında iken bizim çobanın koyunları zarara kaçtı ve her zamanki gibi baştan sövüp saymaya sonrasında da gücü tükendiği zaman avazının çıktığı kadar “Domuz oldunuz be…” diye bağırmaya başladı…
Grup halinde karavanları ile aileleri ile birlikte balık avına gelmiş olanlardan bazıları olaya müdahale etmek için hiddet ve şiddet ile kalkıştılar. Bu defa müdahale etmek isteyenlere “Çobanın şu anda etrafını düşünecek hali yok. O koyunlarının derdinde. Şu anda siz sinirli o sinirli. Kavga çıkar, huzurunuz kaçar. Ortalık sakinlesin, sonrasında konuşursunuz” diye müdahale ettim…
Biraz sakinlikten sonra gruptan bir arkadaş elinde iki çay bardağı ile “Acaba bu çoban Ceorce Orwell’in “Hayvan Çiftliği romanını okumuş olabilir mi” sorusu ile yanıma geldi.
Bazen kişinin sormuş olduğu soru onun kişiliğini ortaya çıkarır. “Belki de okumuştur. Koyunlara kızdığı zaman “Domuz oldunuz be…” cümlesini de Ceorce Orwell’in “Hayvan Çiftliği romanından almıştır… “diye karşılık verdim.
Bildiğiniz gibi Ceorce Orwell’in “Hayvan Çiftliği” romanı, bir çiftlikteki hayvanların ayaklanıp çiftliğin sahibinden yönetimi alıp hayvanların kendi arasında yönetime el koymalarını zaman içinde de ilk başta yönetime gelen domuzların, sonrasında da koyunların yönetime gelmesi süreçlerini ve yönetimi ele geçirenlerin yönetime geldikten sonra nasıl zalimleştiklerini anlatıyor…
Çayı ile birlikte ikramlık bir bardak çay ile yanıma gelen olta balıkçısı susmak bilmiyordu.
Tam anlamı ile çatmıştım. Kafayı şarj etmek için geldiğim balık avında çobanın “Domuz oldunuz be…” Diye bağırmasını, Ceorce Orwell’in “Hayvan Çiftliği” romanı ile bağlantılayıp konuyu günümüz siyasetine getirmesi ve diğer balıkçılarında birer ikişer yanımıza gelmesi ile sohbeti tam bir siyaset arenasına çevirmişti.
Ama dünya hali bu… Çoban koyunlarına kızdığı zaman avazının çıktığı kadar “Domuz oldunuz…” diye bağırması göletteki balıkçı grubu arasında zaman içinde yönetimi ele geçiren hayvan olsun insan olsun “Zalimleştiği “iddiası ile ilgili bir tartışma başladı.
Müddei elbette iddiasını ispat etmekle mükelleftir ama bazen de manipülasyon taktik ve teknikleri ile kanaat oluşturulma gayretleri de olsa en hassas bir nokta olan hak adalet ve zalim olma konularının en zayıf halka olarak görülmesine sebep olan tutum ve davranışların sergilenmesi elbette çok vahim bir durum…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.