0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Dünya bir kez daha aynı sahneyi izledi: Akdeniz’in ortasında, vicdanla yola çıkanları silahla durduran bir devlet. İsrail donanması, Gazze’ye insani yardım taşımak için yola çıkan Sumud Filosu’na saldırdı ve içindeki aktivistleri zorla gözaltına aldı.

Bu saldırı, açıkça bir zulüm ve insanlık suçudur. Çünkü Gazze’deki çocukların ekmeğini, hastaların ilacını, yaşlıların umudunu taşıyan gemilerin yolu kesildi. İsrail, bir kez daha mazlum bir halkı açlık ve yokluğa mahkûm etmenin adını operasyon koydu.

İsrail’in korkusu: Birkaç sandal değil, dayanışmanın gücü

Sumud filosu, belki askeri açıdan bir tehdit değildi ama sembolik açıdan güçlüydü. Çünkü bu gemilerde dünyanın farklı yerlerinden gelen vicdan sahipleri vardı. Onların mesajı şuydu: “Gazze yalnız değildir.” İşte İsrail’in korktuğu da buydu. Çünkü Gazze’ye ulaşan her tekne, ablukanın gayrimeşruluğunu haykırıyor. Aslında bu abluka 2009 yılında Davos’ta one munite çıkışıyla çatlamıştı. Bir halkı abluka altına alıp açık hava hapsanesine mahkum eden israil’in yaptıklarını  “Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz.” sözüyle tüm dünyanın gündemine oturtan Recep Tayyip Erdoğan olmuştu. Bununla birlikte israil yönetimine tek söz edemeyen bazı devlet ve hükümet liderleri israilin aslında dokunulmaz olmadığını anlayıp bu cesaretle, israilin yaptığı bu zulme ses çıkarmaya başladılar. Bununla birlikte sorumlu ve duyarlı tüm dünya ülkelerinden vatandaşlar ve sivil toplum örgütleride ve zulme ses çıkarmaya ve mazlum Gazze halkının yanında olmaya başladılar. Halklarının tepkisiyle İsraile cılızda olsa tepki vermeye başlayan ülkeler Filistini devlet olarak tanımaya başlamış ve Filistini tanıyan ülke sayısı 157’ye ulaşmıştır.

Gazze’ye umut, İsrail’e utanç

Aktivistlerin gözaltına alınması, belki fiilen gemilerin limana ulaşmasını engelledi. Ama aslında bu operasyon İsrail’e bir kez daha utanç, Gazze halkına ise dayanışma kazandırdı. Çünkü her gözaltına alınan aktivist, dünya kamuoyuna şu mesajı verdi: “Gazze için mücadele ediyoruz, siz de sessiz kalmayın.”

Gazze’nin çocukları, kadınları, yaşlıları her gün ölümle, açlıkla, bombardımanla sınanıyor. Onların tek suçu Filistinli olmak. Sumud filosu bu yüzden önemliydi; çünkü orada vicdan taşıyan herkesin ortak sesi vardı. İsrail o sesi bastırmaya çalışıyor. Ama bilsin ki, vicdanı susturmak mümkün değil.

Bugün sorulacak tek soru şudur: Gazze’de açlığa, kuşatmaya, ölüme “güvenlik” diyenlerin yanında mı duracağız, yoksa insanlığın onuruyla mı?