Görkem Yalçınkaya’dan Süreklilik Esaslı Bir Dayanışma Yaklaşımı

Görkem Yalçınkaya’dan Süreklilik Esaslı Bir Dayanışma Yaklaşımı

Görkem Yalçınkaya’nın yürüttüğü sosyal sorumluluk çalışmaları, tek bir başlıkla sınırlı kalmayan; yardım, eğitim, üretim ve hazırlık kavramlarını aynı çatı altında ele alan uzun soluklu bir anlayışa dayanıyor. Bu yaklaşım, afet anlarında sahada olmayı kadar, normal zamanlarda da toplumsal dayanıklılığı güçlendirmeyi hedefliyor.

ABONE OL
22 Aralık 2025 12:35
Görkem Yalçınkaya’dan Süreklilik Esaslı Bir Dayanışma Yaklaşımı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Görkem Yalçınkaya’nın yürüttüğü sosyal sorumluluk çalışmaları, tek bir başlıkla sınırlı kalmayan; yardım, eğitim, üretim ve hazırlık kavramlarını aynı çatı altında ele alan uzun soluklu bir anlayışa dayanıyor. Bu yaklaşım, afet anlarında sahada olmayı kadar, normal zamanlarda da toplumsal dayanıklılığı güçlendirmeyi hedefliyor.

6 Şubat depremlerinin ardından yürütülen gönüllü çalışmalar, bu anlayışın sahadaki en görünür örneklerinden biri oldu. Yalçınkaya, deprem bölgesinde yaklaşık 40 gün boyunca aktif olarak bulunarak sağlık, beslenme, hayvan bakımı ve temel yaşam ihtiyaçlarına yönelik birçok organizasyonda sorumluluk üstlendi. Yardım faaliyetleri yalnızca ilk günlerle sınırlı kalmadı; bölgedeki günlük hayatın yeniden kurulmasına katkı sağlayacak şekilde devam etti.

Bu süreçte yeme-içme organizasyonlarından lojistik koordinasyona, temel ihtiyaç tedarikinden saha düzenine kadar birçok başlıkta görev alındı. Depremden etkilenen hayvanların bakımı, besicilere yem ve bakım desteği sağlanması gibi çoğu zaman geri planda kalan ihtiyaçlara da özel önem verildi. Sağlık alanında gönüllü ekiplerle birlikte hareket edilerek hijyen, temel sağlık hizmetleri ve düzenli yaşam koşullarının sağlanmasına katkı sunuldu.

Sahada öne çıkan çalışmalardan biri de, berberlerin seyyar şekilde bölgeye ulaştırılması oldu. Bu uygulama, yalnızca bir hizmet sunumu değil; insanların moralini, özsaygısını ve gündelik hayat duygusunu yeniden kazanmasına yönelik sembolik ama etkili bir adım olarak değerlendirildi.

Yalçınkaya’nın yaklaşımı, yaşanan afetin ardından şekillenen reflekslerle sınırlı kalmıyor. İstanbul başta olmak üzere olası depremlere yönelik risklere dikkat çeken çalışmalara da ilgi gösteriliyor. Bu kapsamda, kentsel dönüşüm, afet bilinci ve şehir dayanıklılığı üzerine düzenlenen konferans ve panellere katılım sağlanarak; konunun yalnızca bina güvenliği değil, sosyal yapı, mahalle kültürü ve ekonomik sürdürülebilirlik boyutlarıyla ele alınması gerektiği vurgulanıyor.

Öte yandan Yalçınkaya’nın sosyal sorumluluk hattında eğitim önemli bir yer tutuyor. Depremden etkilenen ailelerin çocuklarına yönelik eğitim bursları, gençlerin eğitim hayatlarını sürdürebilmelerine katkı sağlarken; bu desteklerin uzun vadede toplumsal iyileşmenin temel unsurlarından biri olduğu ifade ediliyor.

2025 yılı sona ererken, bugüne kadar yürütülen çalışmaların kurumsal ve sürdürülebilir bir zemine oturtulması hedefleniyor. 2026 yılında ise, depremzede ailelerin yanı sıra kadınlar ve genç nüfusa yönelik iş odaklı, meslek kazandıran eğitim programlarının hayata geçirilmesi planlanıyor. Bu eğitimlerin, üretime ve istihdama doğrudan karşılık gelen alanlarda verilmesi ve katılımcıların aktif olarak iş hayatına dahil edilmesi amaçlanıyor.

Görkem Yalçınkaya sürece ilişkin değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı:
“Yardım etmek kadar, insanlara kendi ayakları üzerinde durabilecekleri alanlar açmak da önemli. Dayanışmayı geçici değil, kalıcı kılmak istiyoruz.”

Yalçınkaya sözlerini şöyle tamamladı:
“Afetler bize hazırlıklı olmayı, eğitim ise güçlü kalmayı öğretir. İkisini birlikte düşünmeden gerçek bir iyileşmeden söz etmek mümkün değil.”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

Dost siteler Tanıtım yazısı